20 Temmuz 2011 Çarşamba

Popüler Kültür Okumaları Vol:1 "Alt-Üst" Eden Muhabbetler


Esin Övet kimdir? Efenim kendisi bizim eve inatla alınan o gazetemsi sayfalar yığınının (bu yığının ilk lansmanı "bir gastede 5 gaste heyoo" şeklinde yapılmıştı) magazin ekinde Unisex diye bir köşesi olan kızcağız. Şimdi kızcağız diyince Esin Övet'i tanıyanlar haliyle beni garipsemişlerdir çünkü kendisi hiç de o köşede yer alan fotoğrafı kadar genç ve çıtı pıtı değil bayağı bir abla yer yer teyze bile sayılır. Kimdir sorusunun cevabını en son vereceğim.
Kendisi aynı gazetenin baş yazarı Serdar Turgut ile bir programa başlamış ismi "alt-üst muhabbetler"... Serdar Turgut'un bu sene kendisiyle yaptığımız röportajından öğrendiğim üzere popüler kültür üzerine çalıştığını biliyorum. Kendisinin köşesinin ne ile alakalı olduğunu hiç çözemediğim için istikrarla okumuyorum ama kendisi kafalı bir abimiz. Böyle bir programın yapılacağını öğrenince belki yazamıyordur ama konuşabiliyordur diyerek programı izlemeye karar verdim. Fakat Esin Övet okuduğum her yazısında " ahahah şekerim geçen gün bilmem neredeydik şunlar geldi servis şahane aman ne de lezzetli" veyahut "ben ne hülyacıyım ne tarkancıyım, ben benim, öyle harikayım böyle geziyorum eğleniyorum, onu bilmem kaç yıldır tanırım vs. vs. vs." tadındadır. Dolayısı ile Serdar Turgut'a nasıl ayak uydurabileceğini ve ekranda neye benzediğini çok merak ediyordum. Serdar Turgut'un program için *Berger okuduğunu duyunca vay anasını ne çıkacak acaba diye iştahla beklemeye karar verdim. İlk programın konuğunun Hilal Cebeci olacağı açıklandı (yoo dostum meme yok).
Efenim, program başladı. Berbat bir dekor önünde kasılmış iki insan birşeyler söylemeye çalışıyorlar. Esin Övet şöyle başlıyor ilk sunumuna

-Merhaba, hoşgeldiniz! Nasılsınığğğz? Ben çok iyiyim siz nasılsınız? (Serdar Turgut'a)
- İyi olma"ğ"a çalışıyorum, olacağıma eminim
- (sağ diz sola doğru kırılarak)Birağğz heyecağnlıyız hağğklı olaraağğk, çünkü ilk kez cumağğrtesi akşamları evinize konuğğk oluooruuz! blah blah blah..... Ağğltt Üğğst Muhabbeğğtler dioruz ve geceyii aağğlt üğğst ediyorz... Diy miğğ Seğğrdağr Beğyy ahahahah( Şuh kadın kahkası ekstra yapay.Bu arada birbirlerine sarılıyorlar)
- Biraz seksiğğ biraz bilmem neeğğ

Of! Of ki ne of! Yahu merhabalar nasılsınız diye açılan programlar 90'larda sabah şekerleri furyasıyla geldi ve geçti kadın sen napıyorsun yahu?

Neyse program başlıyor önce masa başında hala ne üzerine konuşmaya çalıştıklarını anlamadığım öbek öbek laflar ediyorlar. Ablamız zır cahil olduğunu her dakika kanıtlarcasına saçmalıyor da saçmalıyor.

- Yani twitterda sizin programa çalıştığınızı duyunca biraz korktum. ne ile ilgili çalıştınız magazin üzerine mi okudunuz?
- Yok popüler kültür ve kültür teorisi üzerine
- Hömmmm... Yağğnii yıllardığğr magazin yapağğğn beğğn Serdar Turgut'un yanında böööle titredim!

Serdar Turgut kasılıyor, ne kamera onu ne o kamerayı seviyor. Tempo yerlerde.

- Serdağğr bey ayakkabılarımığğ beğendiğğniz miğğ?
- hımm evet!

Konu Ali Taran - Ayşe Özyılmazel evliliğine geliyor. Serdar Turgut'tan akademik açıklamalar... Badeleme mevzusu, Serdar Bey yine döktürüyor.

- ya bu arada badem sever misniz? Ben çok severim var mı badem yiyelim! Badem badem konuşalım! (hoppala, bademler geliyor ;)

Hilal Cebeci programa çağırılıyor.

- Yağğnii 10 gündüüğr herkeeğğs hilal cebeci ileeğğ yatıp kalkıyooğğr!

Hilal Cebeci ile program ivme kazanıyor. Bu bir gerçek! Serdar Turgut açılıyor. Çatır çatır bastırıyor, sıkıştırıyor. Bu tenleri uyumsuz ikilinin ayarsız ve sentetik muhabbetinden kurtuluyoruz. Bu arada Esin Övet daha az konuşmaya başlıyor program ilerledikçe. (bu iyi birşey!)

Serdar Turgut, John Berger'ın kuramından bahsediyor. Hilal Cebeci ve Esin Övet anlamıyor haklı olarak. Teşhircilikten ve röntgenilikten dem vuruyor. Sosyal medyanın 15 dk'lık geçici şöhretler yarattığını anlatıyor. Normal olarak sürekli yabancı yazar, kuramcı ve sosyologlardan, yurt dışında yapılan araştırmalardan örnekler veriyor. Fakat Serdar Turgut yaşlı bir dede gibi ağır işitiyor. Hatta Kim Kardashian'ı duymuyor ve Hilal Cebeci'ye

- Kardeşiniz erkek mi diye soruyor?
- Efendim? auhhahuau :))) Kim Kardashian'dan bahsediyoruz.

Bunun üzerine sohbet biraz daha ilerliyor. Cebeci beğenmediği internet sayfalarına bakmadığını söylerken, Turgut ona

- Hangi sayfa? diye soruyor.
- İnternet sayfası! Sizin kulaklarınız duymuyor mu?

Evet, gerçekten de Serdar Turgut'un kulakları o gece duymuyor. Bu yüzden gecenin başından beri özünde dinamik ve güncel olması gereken, sudan sohbetler ve seks konuşulsun diye tasarlanan bu formata inatla kalite getirmekte direten Serdar Turgut'un dinazor imajı! pekişiyor.

Hilal Cebeci kendisiyle ve birikimiyle zaten barışık. Bence programın en kendisi gibi ismi de o. Fakat E. Övet programı idare etmek adına muhabbeti iyice dibe çekiyor. Aslında Serdar Turgut'un bahsettikleri standart bir izleyici için kolay anlaşılır şeyler olmasa da kullandığı dil gayet anlaşılır. Ama muhabbet bayağılaştırılacak ya illa (şüphesiz ki "sex sells") bu yüzden sürekli muhabbet sekse indirgeniyor. Programın sonunda yükselen tansiyonla önümüze çıkan bilanço şu;
Türk insanını sürekli aşağılayan çok bilmiş bir gazeteci kendini aklamaya çalışıyor. Çünkü Cebeci, kendisini(Serdar Turgut'u) çok Amerikanvari olmakla suçluyor, Türk toplumunu iyi algılayamadığını ve bilmediğini iddia ediyor. Fakat bizim ahmak medyamız, Turgut'un bahsettiklerinden bihaber olduğu için, Cebeci ile benzer bir alt yapıya sahip olduğu için, Serdar Turgut sadece biliyor diye içten içe bilenip, uyuz oldukları için "Hilal Cebeci, Serdar Turgut'u fena bozdu" diye manşetler atıyorlar, spotlar, flaşlar yazıyorlar. Programı baştan sona izledim orada bozulmuş bir çok bilmiş adam yok! Orada iki kafasız kadın arasında var olmaya çalışan ve bu işi araştırmış gelmiş, bir farklılık yaratmaya çalışan bir gazetecinin bayağılıkla imtihanı var. Neyse program bitiyor çok şükür! Merakla bekliyorum konunun nereye bağlanacağını bu yüzden bitiriyorum programı!

Peki sonuç?

Öncelikle, Esin Övet ekrana hiç yakışmayan feci bir kadın. Bu format için uygun diyeceğim ama Serdar Turgut'a yazık olmayacak mı? Yani bence program konseptini ikisinden biri yanlış anlamış. Bu program, magazine farklı bir vizyon getiren bir program mı? Yoksa içinde bol bol seks olan, tartışmaya meyilli bir ortam yapan eğlencelik bir yaz programı mı? Tecimsel olarak düşünürsek ikinci seçenek ne yazık ki daha olası! Bu yüzden Turgut'a yazık olacak! Hatta olmuş, geçmiş olmuş...

Daha net bir sonuca varacak olursak; Günümüz televizyonculuğu ne yazık ki Serdar Turgut'un kafasında tasarlayıp, ekrana yansıtmaya çalıştığı gibi içi dolu programlara müsaade etmiyor. Böyle ne idüğü belirsiz, garip programlar çıkıyor ortaya. Benim için daha ilk bölümde patlayan "Alt Üst Muhabbetler", tahmin ediyorum bu işten azıcık anlayan herkesi alt üst ediyor.

*John BERGER(5 Kasım 1926): İngiliz yazar,ressam ve sanat eleştimeni.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder