1 Aralık 2009 Salı

Derler ki "Bu Gece Yatsıdan Sonra... "


Film bitiyor. Koltuğumda çivilenip kalıyorum. Orgazm x 3 hatta 5.... Nasıl bir tatmin anlatamam ! Arkadaşıma dönüp "Yok Artık!" diyebiliyorum sadece... Salon yavaşça boşalmaya başlıyor. Bende kalkıyorum haliyle... Çıkışa doğru yürüyoruz... Yaşadığımız şaşkınlıkla karışık zevkten kelimeleri cümle haline getiremiyoruz. Filmin sondan ikinci karesinde seyirciye görünen kamera "7 Kocalı Hürmüz" masalını noktalıyor. Artık gerçeğe dönebilirsiniz diyor ! Biz bir türlü bu tatlı rüyadan uyanmak istemiyoruz. Açık havaya çıkıp birer sigara yaktıktan sonra ağırdan kendimize geliyoruz. Filmi tartışmaya başlıyoruz.
Ezel Akay, üç filminde de benim Türk Sinemasında yapmak istediğim şeyleri yapıyor. Bir yandan kıskanıyorum, diğer taraftan helal olsun diyorum. Akay, Ezop lakabını sonuna kadar hakettiğini bir kez daha kanıtlıyor. Çünkü Akay şahane masal anlatıyor. "Neredesin Firuze?" Akay sinemasının ipuçlarını vermişti. O nasıl başarılı bir castingti, ne biçim bir sanat ve görüntü yönetimiydi öyle !Müzikal bir film değildi ama müzikli bir filmdi! Hele ki soundtrack Mükemmeldi! Film, dönem hikayesi anlatmıyordu belki ama bu durum masal anlatmasına engel değildi ! Ardından "Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü? filmi geldi. Bu bir döneme tanıklık ediyor ve ilk filmde olduğu gibi bir soruya yanıt arıyordu. Çünkü masallar da sorulara yanıt ararlardı. Kadro yine güzeldi. Film olarak çok beğenmesem de masal devam ediyordu, Ezop yerinde durmuyordu.Bu iki film iştahımın kabarmasına yetmişti. Akay, Burton gibi animasyon öğelerden yararlanıyor, Kusturica gibi şovu, şatafatı ve sürprizleri seviyordu. Geleneksel Türk Tiyatrosu ile sürekli köprü kuruyor, doğuyu batıyla sentezliyordu. Fakat burnu pek iyi koku almıyordu ne yazık ki! Popüler bir yaklaşıma sahip olsalarda, bu filmler genel çoğunluğun beklentilerini karşılayamadı. Türk izleyicisi komedi filmine geldiyse ölümüne gülmek istiyordu. Karakterler şarkı söylemeye başlayınca salon homurdanmaya başlıyor "off yine şarkı söylemeye başladılar" diyordu. Müzikli film izleyiciyi pek kesmiyordu. Ama algılar değişebilir, yenilikleri kabullenmek zaman alabilirdi. Ayrıca bu filmler bizdendi, bize aitti! Dünya sineması için de bir yenilikti fakat filmler gişe yapamadı! Hatta "Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü?" filmi Akay'ın şirketi İstisnai Filmler'i iflasa sürükledi. Ama aynı film, beyaz cama düştü ve gösterimlerin ikisinde prime time'ın rating birincisi olarak çıktı. Garip bir tezata neden oldu. Akay, Türk seyircisine en azından TV ekranıyla ulaşabilmişti!
Aradan iki yıl geçti 2009 Kasımında Sadık Şendil'in eserinden uyarlanan "7 Kocalı Hürmüz" vizyona girdi. Eser, bir tiyatro metniydi. Oynandığı dönem ortalığı kasıp kavurmuştu. Dönemin Hürmüz'ü Ayten Gökçer yıllar sonra bile takdirle anılıyordu. Kimse o performansı unutamamıştı. Ben oyundan sadece birkaç bölüm izleyebildim. Daha sonra Atıf Yılmaz 1971'de eseri filme aktarıyor Hürmüz'ü de Türkan Şoray oynuyordu. Bu filmin tamamını izledim. Akay'ın filminde Hürmüz'ü Nurgül Yeşilçay oynamış. Hangi Hürmüz iyidi ? Bunun cevabını vermek zor! Çünkü bütün Hürmüz'ler dönemine göre başarılıydı bence.
Uzun zamandır bekliyordum Akay'ın filmini. Nihayet geçen gece gidebildim. Gerçekten de iki yıl beklediğime değmişti. Film diğer iki filmde olduğu gibi tempolu, renkli ve canlıydı. Müzikler yine harikuladeydi.Akay kardeşlerin en küçüğü Ender Akay ve ünlü basçı Sunay Özgür yine başarılı bir iş çıkarmıştı. Akay'ın en büyük başarısı da şüphesiz hep aynı kadroyla çalışmasıydı. Kadro birbirini tanıyor, ne istediğini biliyordu. O kadar çok renk vardı ki, başka bir yönetmen olsa yaratılan cümbüş bir çamur birikintisine dönüşebilirdi. Adamın işin ehli olduğu her halinden belliydi !
Oyunculuklar abartılıydı evet, çünkü teatral bir metindi, orta oyunu esintiliydi. Büyük oynanmış ve hiç sırıtmamıştı. Oyuncuların hepsi rollerinin hakkını vermişler. Gülse Birsel, yeteneğini bu filmle kanıtladı.İleride oyunculuk adına başarılı işler yapacağını düşünüyorum. Haluk Bilginer ve Betül Arım'ın karşılıklı döktürdüğü kız isteme sahnesi beni benden aldı ! Hamam eğlencesi filmin bir diğer zirvesiydi. Kostümler harikaydı. Dekorun asimetrik tasarımı filmde ki masalsı anlatımı destekliyordu. Filmin geneline yayılan bu büyü hiç dağılmıyor, diğer yandan gerçeklikten tam anlamıyla kopulmuyordu.
Birkaç ayrıntı da gözümden kaçmadı değil hani :) Şarkılar esnasında senkron 2-3 kez kaydı. Danslar iyidi ama benim hayal ettiğim kadar başarılı değildi. Biraz sallapati olmuş gibiydi. Final şarkısı "Yalnız Kullar'ı" Nurgül Yeşilçay'a söyletmemek çok yerinde bir tercih olmuş. Aynı şarkıyı ud ile seslendirirken her an detone olabilir diye tetikte dinledik. Koreografiye de pek ayak uyduramadığı aşikar. Şarkı ve dans konusunda biraz sınıfta kalsa da, Yeşilçay yeniden can verdiği Hürmüz'ü diğerlerinden farklı olarak yoğun fettanlıkla inşa etmeyi başarmış.
Ezel Akay(EZOP)Türk sinemasında pek alışık olmadığımız, özenli ve ayrıntılı bir film yaratmış böylece. Kadının kıvrak zekasını, kabul eder gibi görünüp direnişlerini, erkekleri parmağında çevirişini takdir etmemek elde değil. Bu cinsin neler yapabileceğini kestirmek ve bu belirsizlikten korkmak erkekler için öncesi ve sonrası olmayan, ezeli ve ebedi bir durum. Hürmüz'ün 7 kocayı devirmesi boşuna değil yani ! 3,5,7 ver ver ver ver.... Ver Allahım ver:)
Bu yüzden derler ki "Bu Gece Yatsıdan Sonra gökten erkek, gökten adam, gökten koca..
GÖKTEN SAPIR SAPIR HERİF YAĞACAK !" mış....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder