8 Ağustos 2010 Pazar

Başka Bedenler Vol. Alpha!


Hayatı yaşarken olayların ateşiyle en çok ıskaladığımız şeyi keşfettim. Eğer bu olayın bir parçasıysak, 1. 2. veya 3. şahıssak bu hikayede, kesinlikle birkaç adım geri çekilip olayı menzil dışından izlemeyi es geçiyoruz. Bu hararet gözümüzü öyle kör ediyor ki yuvarlanıyoruz gelişmelerle giderek büyüyen bir kartopu gibi. Farkettiğimizde ise soğuktan donmuş oluyoruz!
Bu sefer ayıktım erkenden! Kontrol edebileceğim bir nehrin debisini elden bırakmayacaktım. Silkindim önce... Ateşse ateş! Elbet sönerdi birileriyle. Deli miydim ben? Neden paralıyordum kendimi? Oysa daha bir gece önce aşkı tattığım için şükrediyordum... Yok yok aşkı kıçından anlamıyorum, aşkı karıştırmıyorum başka birşeylerle! Ama içimde kocaman atan bir kalp kirle dolmuştu, sızıyordu hata köşesinden... Zihnim desen... oldukça tozluydu! Acıkolik falanda değildim! Biraz idmanlıydım sadece... Ne duryordum öyleyse? O öylece mıhlanmışken olduğu yere, ben niye duruyordum? Yoo, hayır durmayacaktım... Benden izinsiz bedenim, kalbim ve zihnimde egemen olan bir güce teslim olmam! Ayar vermek için değil ama yazmazsam kafayı yerim!
Koparıp ruhumu bedenimden ikisini ayrı yönlere savurmak zamanı şimdi! Aşk beni nasıl öldürmediyse, çiviler çivileri sökebilirdi gayet! Eyvallahsız gidebilirdim, uzaklaşıp başka bedenlerde avunabilirdim... Evet, evet bunu yapabilirdim.
"Usta olan güç peşinde değildir ve bunun için güçlü olur. Oysa zayıf güç peşine koştuğu için zayıftır ve kaybeder!" Ömer Çam ne güzel demişti, ne kadar da doğruydu! Derin nefesler ve telkinlerle tamamlanan oto-hipnoz neticelerini vermişti! Kendimi orada bırakıp, bedenimi işlevselleştireceğim! Almıyordu kafam bir türlü! Madem aşk bu dünyada en hakiki ve değerli şeydi! Niye kıymeti bilinmiyordu? Benim meraklılarım gani ganiyken ve ağzıma düşerlerken peki ben neden duruyordum hala yürüseydim ya...
Yürüyordum... Uzaklaşıyordum... Her gidiş zincirden bir halka daha koparıyordu! Biliyordum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder