27 Aralık 2011 Salı

Paşa Gönlüm İsterse Noel'i de Kutlarım, Sana Ne ?

Özel günleri sevmem. Anneler günü, babalar günü, sevgililer günü hatta son dönem uydurulan, asansörde tanışma günü, dünya öpüşme günü ve daha niceleri bana hep tırışkadan gelmiştir. En nihayetinde deliye her gün bayram. İnsan aradıktan sonra kutlayacak bir şey buluyor elbette! Yok yok merak etmeyin "bunlar kapitalist dünyanın tecimsel kaygılarından ötürü şişirilmiş, metalaştırılmış maneviyat.." diye başlamayacağım. Bu teraneleri hepimiz biliyoruz. Ama ben de taştan olmadığımdan benim de önemsediğim birkaç özel gün var. En önemlisine doğru sıralayacak olursak...

3. Kurban ve Şeker Bayramının İlk Günleri: O günler babaannemin açtığı şahane sofraya oturur, kurbancık zavallı kuzusu ve daha nicelerini yeriz. (kişilik bölünmesi) Midemiz bayram eder. Tüm aile bir araya gelir uzun uzun sohbet ederiz. Eve dönünce günü kritik eder, dedikodu yaparız. Sabah namazı dönüşü eve boyoz alır, el öptükten sonra harçlık alırız. (En azından anne-babamızdan)


2. Doğum Günüm: Sevdiğin sevmediğin herkes arar. Sevdiklerin aradığında mutlu olursun. Sevmediklerin aradığında yapmacıklıklarını görür dalga geçersin. Pasta yersin, dilek tutarsın. İlgi odağı sensindir, istediğin kadar kapris yapma hakkına sahip olursun. Herkes sana iyi ki varsın der. Zaten iyi ki var olduğunu bilirsin ama birilerinin tasdiklemesi ego parlatır. En önemlisi de bol bol hediye alırsın.


1. Yılbaşı: Evet, şu kısacık hayatımda en en en önemsediğim gün yılbaşı olmuştur. Bunun belli başlı sebepleri var tabii ki. Mesela kasım bittiği ve aralık ayına girildiği için doğa bir silkelenip kendine gelir. Kış ayında olduğunu fark eder. Sonbaharın o saçma hüznü yok olur. Havalar iyice soğur. Bu yüzden hareket ettiğinde asla terlemezsin. Kalın giyindiğin için kiloların kamufle olur. Yazlıklar tamamen yok olur. Geçen sene giydiğin kazaklar ortaya çıktığında sanki onlar sana yeni alınmışlar gibi çocukça bir hisse kapılırsın. İçin içine sığmaz, bir sürü yeni kıyafetin oldu sanırsın. Sahlep içebilirsin. Boza satılmaya başlanır. Nefesini dışarı verirken ağzından duman çıkar, sigara içme taklidi yapabilirsin. Benim gibi sıcağı hiç sevmeyenlere ilaçtır aralık ayı. Ayrıca belki kar da yağabilir. (İzmir için pek mümkün değildi ne yazık ki)
Fakat tüm bunların haricinde yeni yılın en özel tarafı kendine has bir ruhu olmasıdır. Çünkü koskoca 12 ay devrilmiştir. Tüm bir sene tamamlanmıştır ve geriye sayıp her şeyi sıfırlama vaktidir artık. Sokaklar ışıl ışıl yanar. Herkesi yeni yıl hazırlıkları sarar. Planlar yapılır. Hediyeler alınır. Yılın en huzurlu ayıdır aralık ayı benim için. Aslında olayı bu minvalde ele aldığımızda yeni yıla ve yılbaşı kutlamalarına verilen tepkinin boşuna olduğunu fark ediyoruz. Çünkü yeni yıl ruhu dediğimiz şey Noel'den bağlantısız bir ruh halidir. Yeni yılın gelişini kutlamak Hristiyan özentiliği değildir. Ağaç süslemenin kime ne zararı vardır? Bunun kültür erozyonuna sebep olacağını düşünen zihniyete diyecek laf yoktur. Çünkü onların beyinleri çoktan erozyona uğramıştır. Ayrıca keşke bütün yozlaşmalar bu şekilde olsa. İyi niyetlerle donanıp, güzel planlar yaparak, sevdiklerimizle birlikte felekten bir gece çalıp birbirimize hediye almanın ne sakıncası olabilir ki?
Her yeniliği bölücü algılayan bir zihniyete, damarlarına kodlanmış konservatizm taşıyan bir halka böyle bir özel günü anlatamazsın. Yıllardır da anlatamadık zaten. Ama ben inandıklarımdan vazgeçmeyeceğim. Yine yeniden, her yıl olduğu gibi yepyeni bir senenin gelmesini, tüm sıkıntıları geçen sene de bıraktığımızı umut ederek yeni yılı karşılayacağım. Öyle bir coşkuyla selamlayacağım ki 2012'yi en kötü yılımız böyle olsun diyeceğim her yıl olduğu gibi.


Not:


* "Ey Müslüman Kardeşim, soruyorum sana, bir Peygamberin doğum gece içki,kumar,dans,zina gibi şeylerle kutlamak Allah’ın (c.c.) indirdiği hangi dine ve kitaba uygundur? Ey Müslüman Kardeşim, dinimizde noel ve yılbaşı kutlamalarının hiçbir yeri yoktur. Hatta bir insan bugünü kutlama niyetiyle birine ufak bir hediye verse alsa dinden çıkar. O halde dini emirlerimizde ve milli örf ve geleneklerimizde hiçbir yeri olmayan noel ve yılbaşını Müslüm anım diyenler, niçin ve nasıl kutlayabilirler? " 
Dinden çıkıyormuşuz gençler, şişşt dikkat! Tey allahım! Bu yüzden çıkacaksam çıkayım zaten de bunun kararını kim neye göre veriyor? Nedir kıstas anlayamadım !

** Bu yıl şampanya da patlatıyorum, hindi de dolduruyorum (tarifini bulduk, uzman tv sağolsun) Var mı diyeceğin?


***
En sevdiğim Yeni Yıl filmi "The Holiday"
En sevdiğim Yeni Yıl şarkısı " All I want for Christmas is you"
En sevdiğim Yeni Yıl kitabı "Sevgi Öyküleri - Leo Buscaglia"


Mutlu Yeni YILLAR !!! 

2 yorum:

  1. benim için doğumgünleri 1.sırada yer alsada yılbaşını da hemen 2.sıraya yerleştirebilirim..sevgilimin olduğu dönemler (m.ö. falandı sanırım en son) yıldönümleride 3. olma özelliğini taşırdı...yılbaşının havası gerçekten farklı.biz hindi dolduramasakta tavuğun kıçına domates tıkarak süslüyoruz sofralarımızı...
    işin özü şudur ki..güzel bir yıl diliyorum hepimize cicim :)

    YanıtlaSil
  2. Keşke burada olsaydın da birlikte doldursaydık hindiyi :)) boşver zaten hindiden vazgeçtik aklın kalmasın :) canım benim nice mutlu yıllar hepimize

    YanıtlaSil