4 Ocak 2012 Çarşamba

Ne Habersin Ne Türksün!


Dün Yiğit Bulut'un işine son verilmesinin ardından, bugün de Ece Temelkuran ile yollarını ayırdı "severek okuduğumuz" gazetemsi. Şefika Etik haberinden ve daha nice sebepten ötürü tepkili olduğum ve adını zikretmeyeceğim yayın organı, hislerimi başka bir boyuta çıkardı. Aslında iyi bir şey yaptı. Bir farkındalık katmanı daha yarattı. Yiğit Bulut'un Nam-ı diğer jölelinin gidişine üzüldüm diyemem. Zira ne kendisini severim, ne üslubunu ne de mesleki yaklaşımını. Fakat dün içten içe sevinirken öyle yada böyle gazeteci olduğunu, medya sektöründen biri olduğunu ıskaladım. Bu niye önemli diye sorarsanız, ileride ben de bu sektörden ekmek yiyeceğim. Beni de beğenmeyenler, desteklemeyenler hatta nefret edenler olacaktır. Fakat işimden olduktan sonra bir de kimliği meçhul yüzlerce insan tarafından hakaret dolu mesajlara maruz kalmak istemem. Zaten işsiz kalmak, kovulmak yeteri kadar büyük bir yıkım. Bu aşamada jöleli kadar sağlam durabilir miydim? bilmiyorum. İşin bir diğer boyutu da yeni medya düzeni uğruna daha dün yandaş sayılan bir ismin böyle harcanabilmesi. Eminim altında henüz toyluğumdan ötürü kafamın basmadığı onlarca düzen, hesap ve anlaşma vardır. Ama bu sektör için boşuna kaygan zemin demiyorlar. Bugün her şeysiniz yarın hiç bir şey. Sonuçta bir çok yayın kuruluşu kar amacı güdüyor. Kah bu amacı mecra üzerinden gerçekleştiriyor, kah mecranın manüpülatif yeteneğini kullanıyor, dolaylı yoldan kazanıyor. Net bir açıklama yapacak olursak ekmeğiniz patronun - sermayenin dudakları arasında. Yani bu sektörde sadece işinizi doğru bildiğiniz şekilde, dürüstçe yapmanız yetmiyor. Eğer yetseydi Ece Temelkuran yarın yine yazısını yazabilirdi. Okuyucusuna ulaşabilirdi. Temelde hepimizin aciz ve bağımlı olduğunu fark etmeme bu sebep oldu. Aslında Jöleli ve Ece Temelkuran'ın başına gelenlerde bir fark yok. Keşke bunu fark etmem için kimsenin işinden olması gerekmeseydi! İster yandaş olun ister muhalif eğer bir denge, yeni bir düzen kurulacaksa bu sistem sizin gözünüzün yaşına bakmadan harcıyor. Yine filler tepişiyor, yine çimenler eziliyor!

Not:
*Bu başlığı Oray Eğin'in bugün attığı twitten yola çıkarak seçtim.
**Burjuva diye eleştirdiğiniz, fildişi kulesinden inmemekle suçladığınız, yapmacık bir sosyalist olarak nitelediğiniz Ece Temelkuran metropol insanının gereklerini yerine getiriyor. Kabul edin, iş bulmak ve karnınızı doyurmak zorundasınız. Vahşi bir düzende var olmanın başka bir yolu yok ne yazık ki! Ama en azından susmuyordu. Tavrı belliydi! Ortaya icraat koymadan homurdananlardan hep bir adım öndeydi. Eminim öyle de kalacak!
***Jöleli tam ticaret adamı aslında, gazete, televizyon falan ona göre değil!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder